T.C. YARGITAY
YİRMİİKİNCİ HUKUK DAİRESİ

Esas : 2012/18954
Karar : 2012/20969
Tarih : 04.10.2012
  • BOŞTA GEÇEN SÜRE
  • İŞ GÜVENCESİ
  • İŞE BAŞLATMADA İŞVERENİN SAMİMİ OLMAMASI
  • İŞE BAŞLATMAMA
  • İŞE İADE

(4857 s. İş K m. 21)

ÖZET

07.07.2020 tarihinde www.sgkrehberi.com’da “Boş masada oturtmak işe iade sayılır mı?” başlığıyla yayınlanan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi kararı. Daire, işe iade davalarına ilişkin emsal niteliğinde bir karara imza attı. İnsan kaynakları sorumlusu olan davacının kesinleşen işe iade kararından sonra süresinde işverene başvurduğu, işe başlatıldıktan sonra boş bir masada oturtulup iş verilmediği, üç gün içerisinde çeşitli bahanelerle 12 adet tutanak düzenlenmiş olması karşısında artık işveren tarafından eski işine aynen başlatıldığından söz edilemez. Davacı aynı şartlarla işine başlatılmadığından kıdem, ihbar, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti alacakları yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Davacı, kıdem, ihbar, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, davalı şirket hakkında açtığı dosyadaki dava dilekçesinde iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmadan feshedildiğini, feshin geçersiz olduğunun mahkemece saptandığını ve işe iade edildiğini, işe iade kararının kesinleşmesi üzerine süresinde işverene başvurduğunu, işverence işe başlatılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; fark kıdem-ihbar tazminatları, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretine ilişkin alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, davacının kesinleşen işe iade kararı sonucunda işe başlatıldığını, ancak, işgüvenlik görevlisinin şirket yetkilisine bildirinceye kadar beklemesini söylemesi üzerine güvenlik görevlisine sözlü sataşma ve hakaretlerde bulunduğunu, aynı gün çalışma saatleri içinde bahçeye çıkıp dolaştığını, yemek saati gelmeden mesaiden ayrılıp yemekhaneye indiğini, günde iki kez çay servisi yapıldığını bildiği halde yemekhane personelinden kendisi için Türk kahvesi talep ettiğini, Mali ve idare işler müdürünün adını kullanarak çay servisi talep ettiğini, aynı gün noter vasıtasıyla şirkete ihtarname çektiğini, 09.03.2009 tarihinde mesai 08.00’de başladığı halde 09.30’da işe geldiğini, kart basmadığını, yemekhaneye gidip kendisine çay aldığını, iki saat sonra hiç kimseye haber vermeden yemekhaneye gittiğini, yemek alıp yedikten sonra işyerini terk edip gittiğini, işten ayrılmasından önceki dönemde yaptığı ve şirketçe daha sonra öğrenilen hatalı ve noksan işleri ile ilgili olarak savunma istendiği halde savunma vermediğini, 10.03.2009 tarihinde işe gelmediğini, 11.03.2009 tarihinde işe geç geldiğini, kart basmadığını ve saat 11.30’da izin almadan işyerini terk ettiğini, bu arada S… Kalıp Ltd. Şti.’den ayrılmayıp izinli olduğunun öğrenildiğini, 12/13.16 Mart günlerinde işe gelmediğini, işe başlama konusunda samimi olmadığını, şekli olarak işe geldiğini, işe başlatıldığı günden itibaren hiçbir belgeye imza atmadığını, işyerini terk etmesi sebebiyle tazminata hak kazanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davacının işe başlatılma talebinin samimi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında olan uyuşmazlık davacı işçinin işe başlatılma talebinde samimi olup olmadığı, işveren tarafından işe başlatılıp başlatılmadığı ve talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

Dosya içeriğine göre, davacının kesinleşen işe iade kararından sonra süresinde işverene başvurduğu ve 06.03.2009 tarihinde işe başlatıldığı, bu tarihten 09.03.2009 tarihine kadar ise çeşitli nedenlerle hakkında 12 adet tutanak tutulduğu anlaşılmaktadır. İnsan kaynakları sorumlusu olan davacı, işe iade edildikten sonra boş bir odada tek başına bırakıldığını ve kendisine iş verilmediğini, gerçek bir işe iadenin söz konusu olmadığını iddia etmiştir. Aynı zamanda 06.03.2009 tarihinde işveren çektiği ihtarla, işyerine alınmasına rağmen işe başlatılmadığını ve işbaşı yapmaya hazır olduğunu, 16.03.2009 tarihli ihtarla ise, önce fabrika girişinde işe alınmadığını, sonra boş bir masada oturtulup iş verilmediğini, işten ayrılması için manevi baskı yapıldığını belirtmiştir. Davacı tanıklarının davacının aynı şartlarla işe alınıp alınmadığına yönelik görgüye dayalı bilgisi olmamasına rağmen, davacı vekilince işe başlatılmadığı için ve işbaşı yapmaya hazır olduğu, işbaşı yaptırılmayıp boş bir odada oturtulduğu belirtilerek ihtar gönderilmiş olması, davalı tarafından 3 gün içinde çeşitli bahanelerle 12 adet tutanak düzenlenmiş olması karşısında artık işveren tarafından eski işine aynen başlatıldığından bahsedilemez. Davacı aynı şartlarla eski işine başlatılmamış olup talep ettiği alacaklar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Not: Corpus’da yer alan içtihat metinlerinin basılı yayında ve ticari olmayan elektronik ortamda kullanılması referans gösterilmek şartıyla (www.corpus.com.tr) serbesttir.